Yalova Adının Kaynağı:

Yerleşmenin Antik Çağ’daki adı tam olarak bilinmemekle birlikte Pylai (Bugünkü Hersek Köyü ) ve Termal kaplıcalarının o zamanki adı olan Pythia adları birleştirilerek havalinin ortak adı PYLOPYTHİA adını kullandığı sanılmaktadır. Daha sonraki kaynaklarda XENODOCHION adına rastlanmaktadır. 15. ve 16.yy. tarihçileri ise bu yöre için Yalakova adını kullanmışlardır. Bölgeye Yalakabad da denmiştir. 16.yy. tarihçilerinden bazıları, Yalakova adının İzmit ve Yalova’ya egemen olan ve İstanbul tekfuru ile ilişkisi bulunan Yalakonya adında bir kadının adıyla bağlantılı olduğu görüşündedirler. Evliya Çelebi Kara Yalvaçoğlu tarafından fethedilen havalinin Kara Yalovaç olarak adlandırıldığını yazmıştır. Yalıova olan bu adın zamanla ( -ı) harfinin düştüğü ve Yalova olarak söylendiği bilinmektedir. Atatürk’ün davranışı da , bu iddiayı doğrular görünümdedir. Atatürk , Türk Tarihi ile ilgili olarak Yalova’yaptığı bir çalışmanın altını imzalarken , 16 / 17 .8.1931 tarihini yazmış ve altına : ( YALİ OVA / YALOVA ) DİYE NOT DÜŞMÜŞTÜR.

İlimizin Genel Tarihi:

Antik Çağ’da adı XENODOCHION olan yerleşme hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Yalova’nın tek başına tarihini ortaya çıkarmak mümkün olmamıştır. Prehistorik çağda bu bölgede Anadolu kavimleri yaşamıştır. Buluntulardan edinilen varsayımlara göre Yalova Prehistorik çağda bir geçit yeridir. Bu bölgede M.Ö.1200 yılında Frigler, M.Ö. 700 yıllarında Bithynler egemen olmuştur. Bizanslılardan sonra bir süre Selçukluların yönetimine giren kasaba, Haçlı Seferleri Sırasında yakılıp yıkıldı. Osman Bey’in komutanlarından Yalvaçoğlunca ele geçirilen yöre Yalakabad adını aldı. 1867′de Hüdavendigar ( Bursa ) Vilayet Merkez Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1901′de bağımsız İzmit Sancağı’na bağlandı. Atatürk’ün isteği üzerine 1930′da İstanbul İlçeleri arasına katılan Yalova, 6 Haziran 1995′de İl merkezi olmuştur. Merkez İlçeye bağlı 12 köy bulunmaktadır. Altınova İlçesi: Kocaeli İli Karamürsel İlçesi’nin bir bucak merkezi olan Altınova 1987′de belediye teşkilatı olmuş, Haziran l995′de ise İlçe Merkezi olarak Yalova İli’ne bağlanmıştır. İlçeye bağlı 16 köy bulunmaktadır. Altınova’da bulunan Helenopolis ( H) Konstantin tarafından kurulan önemli bir yerleşme merkezidir. Konstantin, annesi Helena’nın adına buraya Helenopolis adını vermiştir. Justiniaus devrinde Roma İmparatorluğu’nun merkezi İstanbul’a taşındıktan sonra Helenopolis İstanbul- İznik yolu üzerinde bulunduğu için çok önem kazanmıştır.

Armutlu İlçesi:

Önceleri Bursa’ya bağlı Gemlik İlçesi’nin bir bucağı durumunda olan Armutlu, Yalova’nın İl olması ile İlçe olmuştur. Armutlu İlçesinde merkez dışında 6 köy bulunmaktadır. Bunlar, Mecidiye, Fıstıklı, Hayriye, Selimiye ve Kapaklı’dır. Armutlu’nun tarihine ilişkin Bizans dönemine ait kalıntılar bulunmuştur. 1320 yılında Osmanlılar’ın eline geçen yörede uzun yıllar Rumlar ve Türkler birlikte yaşamıştır. Cumhuriyet döneminde Rumlar göç etmişlerdir. Yöre halkı Gürcistan kökenli Türklerden oluşmaktadır.

Çınarcık İlçesi:

Çınarcık’ta Karpuzdere, Kanlıçınar ve Üçpınarlar mevkiilerinde Bizans ve Osmanlılar’dan kalma eserlere rastlanmış olması, bölgenin o dönemlerde de yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Özellikle Osmanlı döneminde önemli bir yeri olup, donanmaya ait gemilerin ve sarayın tüm gereksinimi Paşa Limanı aracılığıyla Çınarcık bölgesinden karşılanmıştır.
Çınarcık’ın Rumlar dönemindeki adı temiz havası olan şehir anlamında Kio’dur.

Yerleşim halkını 93 harbinde Batum’dan gelen göçmenler oluşturmaktadır. Günümüzde Çınarcık yazlıkları, otel, motel ve pansiyonları ile turizmin geliştiği bir yöre niteliği kazanmıştır. Çınarcık’a bağlı 7 köy bulunmaktadır.

Çiftlikköy:

Çiftlikköy’ün geçmişi oldukça eskiye dayanır. Yörenin bilinen ilk adı Pylai’dir. Yörede Hellenistik dönemden Bizans dönemine kadar çok sayıda ve değişik zamanlara ait yazıt ele geçmiştir. Adına ilk olarak 4.yy. da rastlanmıştır.
Yerleşme 11.yy. da bugünkü Hersek köyünün yanında önemsiz bir yerdi. Jüstinyen devrinde Hersek – İznik yolu önem kazanınca Pylai kenti de büyük gelişme göstermiştir. 1097 yılında , I.Haçlı Seferi’nde Latin ordularının bir kısmı buradan geçmiştir. 1146′da Manuel Komnenos bir takım Hırıstiyan göçmenlerini Pylai’ye yerleştirmiştir. 93 harbinden sonra Bulgaristan’ın Şumnu kasabası’ndan gelenler tarafından iskan edilen yöreye, 1923′ten sonra Kafkasya’dan gelenler de yerleşmiştir. Çiftlikköye bağlı 12 köy bulunmaktadır.

Termal İlçesi:

Termal kaplıcaları 6.yy.dan itibaren PYTHİA, PYTHİON, PYTHİA, THERMA veya Pythia’daki kudret ve kuvvet hamamları olarak göstermişlerdir. Kaplıcaların bulunduğu yere Pythia Therma denilmesinin nedeninin toprak yarıklarından çıkan buhar ve sıcak su nedeniyle burasının bir yeraltı tanrısına ait olduğunun düşünülmesi sanılmaktadır. Termal kaplıcaları tarihin her döneminde önemini korumuştur. Osmanlılar döneminde 1892′de Cemiyet-i Tıbbiye tarafından suları incelenmiş, sularının Aix Les-Bains sularına eşit olduğunun anlaşılması üzerine buraya otel ve hamam yaptırılmıştır. İlçe merkezi olan Gökçedere, 1927 yılında Batum’dan gelen göçmenler tarafından kurulmuştur.

Bugün, özellikle tarihi doğal ve arkeolojik değerleri ile turizmin geliştiği yerleşim bölgelerinden biri haline gelmiştir. Termal, Yalova turizminin en önemli merkezidir.

Termal’e bağlı 2 köy bulunmaktadır. Bunlar Akköy ve Yenimahalle köyleridir. Daha önce köy olan Üvezpınar ve Gökçedere Termal İlçesi’ni oluşturan mahalleler olmuşlardır.
Turizm Çevresinde biriktirdiği tarihi değerleri ve özellikle doğal güzellikleri ile yurdumuzun güzide bölgelerinden biri olan İlimiz, Termal şifalı suları ile sağlık açısından yarar sağlarken, kentlerin aşırı gürültüsünden ve iş hayatından belirli sürelerle uzaklaşmaya çalışan, doğa ile içiçe yaşamayı seven yerli ve yabancı turistler için tercih edilen bir yerdir. Ayrıca yüzme ve deniz sporları ile uğraşmak isteyenler için mükemmel bir dinlenme bölgesidir.

Yalova ve çevresi denizin ve yeşilin birbiri ile kaynaştığı, doğanın eşsiz güzelliğinin birleştiği bir bölgedir. Özellikle gençlik aşısı yerine geçen hayat iksiri kaplıca suları ile dörtbin yıldan beri bilinen Termal ve yakın çevresi Roma ve Bizans dönemlerinden beri yazlık evlerin yer aldığı bir bölgedir.

1929 yılında Atatürk’ün Yalova’yı ziyareti ile İl tümüyle şekil değiştirmiş ve yeniden doğmuştur. Atatürk ” Benim Kentimdir ” dediği Yalova için çok şeyler yapmıştır. Atatürk o günün harabe Yalovası için ” Burası Bir Su Şehri Olacaktır.” demiştir. Bugünkü modern tesisler Atatürk’ün o dönemde vermiş olduğu direktiflerle yapılmıştır.

Yalova Kagıthanesi (Kağıthane-i Yalakabad ):

Kağıthane-i Yalakabad adıyla Yalova Kağıthanesi “el ile kağıdın yapıldığı” dönemde Elmalık Köyünde İbrahim MÜTEFERRİKA tarafından 1745 yılında kurulmuştur. Yalova Kağıthanesi kurulduğu dönem itibari ile Osmanlı Dönemi’nin ve tarihi önemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli Kağıthanesi olma kimliğinide beraberinde taşımaktadır.

Rüstempaşa Camii:

Son Osmanlı dönemi eserlerinden olan camii,Yalova il merkezinde ve merkez camii yanında kullanılabilir durumdadır.

Hersekzade Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi ( Altınova ):

16.yy’da yaptırılan camii iki kubbeli olup, son cemaat yeri ve caminin ana binası halen hizmet vermektedir.Camii yanında Hersekzade Ahmet Paşa’nın mezarı, bir çeşme ve hamam kalıntısı mevcuttur.

Hacı Ali Paşa Camii ( Armutlu):

Yapım tarihi’nin Orhangazi dönemine kadar uzandığı söylenir.İlçe merkezinde bulunan camii,ibadete açık durumdadır.Camii’nin iç ahşap dizaynı ve dış ahşap saçakları,ince bir işçilik örneği olarak gösterilmektedir.

Kurşunlu Hamam:

Bizans İmparatoru Jüstinyen tarafından yaptırılmıştır. Afet ve savaşlar nedeniyle zamanla toprağa gömülmüş olan Kurşunlu Hamamı, 1900 yılında Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. Hamamın üstü kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Hamam adını almıştır.Banyonun dış cephesinde mermer üzerine Osmanlıca yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.

Valide Hamamı:

Bizans Kralı Konstantin döneminde 6 kubbeli olarak yapılmıştır. Halen 3 kubbesi yoktur. Osmanlı döneminde Sultan Mecit tarafından onarılmış ve annesi burada tedavi gördüğünden Valide Hamamı adını almıştır. Banyonun buharlı oda bölümünde mermer üzerinde Osmanlıca bir kitabe bulunmaktadır.

Kara Kilise:

Çiftlikköy Başkent 1 sahil sitesi içinde bulunan ve halk arasında Karakilise olarak bilinen Roma Dönemine ait su mimarisi yapısı bulunmaktadır. Bu yapı Bizans Dönemi’nde kilise haline getirilmiştir.

Üç kardeşler ( Üç Azize ):

Termal Kaplıcaları içerisinde bulunan “üç kardeşler” “Üç Azize” adı ile bilinen yerle ilgili, Hıristiyanlara ait mukaddes vakadan bahseden vesikalarda (Acta Sanatorum) “Menodoro, Metrodora ve Ninfodora isimlerini taşıyan üç kız kardeşin Bitinya’da doğdukları ve Hıristiyanlığı kabul ettikleri, bunların genç kızlık çağına geldiklerinde , Pythia (Termal) hamamlarının civarındaki tepelerden birine çekilerek burada ibadetle meşgul oldukları ve bir takım kerametler gösterip , sıcak sulara gelen hastaları iyi ettikleri ve bu yüzden kızların Yalova havalisinde şöhret oldukları , o dönemde Bizans imparatoru Galerius Maksimianus , Yalova havalisinin valisinin Fronto olduğu , vali Fronto’nun kızların bu halini haber aldıktan sonra buraya bir hakim (assessor) gönderdiği, hakimin , kızlara Hıristiyanlık gibi batıl bir itikadı terk etmelerini, putperestlik dinine tekrar dönmelerini istediğini ve kızların bunu red etmesi üzerine bu üç kız kardeşi 4. Asrın birinci yarısında idam ettirdiği “ belirtilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda bu üç kız kardeşin mezarlarının olduğu yer tespit edilmiştir. 10 Eylül’de Anma Törenleri yapılmaktadır.