Müzeler

AÇIK HAVA MÜZESİ

Yaşar Okuyan Bulvarı Sanat Sokağı köşesinde, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 18.03.2002 tarih ve 003448 sayılı onayları ile Açık Hava Müzesi kurulmuştur. 6000 yıllık geçmişe sahip olan İlimizin çeşitli yerlerinde çıkan ve değişik yerlerde muhafaza edilen tarihi eserlerin toplanarak sergilendiği güzel bir mekân oluşturulmuştur. 29 Ekim 2003 tarihinde açılan müzede Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemine ait eserler yer almakla birlikte Yalova’nın çeşitli bölgelerinde bulunan eserlere ait maketler de yer almaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından kurulan Açık Hava Müzesi; Bursa Müzesi Uzman elemanları tarafından dizayn edilmiş olup, 2005 yılsonu itibariyle, İlimizde çeşitli tarihlerde çıkarılan 46 adet mevcut tarihi eserlerin döküm bilgileri hazırlanmıştır.

Yalova Belediyesi personeline zimmetle teslim edilen eserler 24 saat koruma altında olup, mesai saatleri içerisinde ziyaret etmek mümkündür.

TERMAL ATATÜRK KÖŞKÜ

Termal Atatürk Köşkü 1929 Yılında 38 günde yaptırılmıştır. Mimarı Prof.S.Hakkı Eldem’dir. Köşk’te ilk yabancı devlet adamı olarak İran Şahı ağırlanmıştır. Köşk tamamen ahşaptan yapılmış olup, iki katlıdır. Üç şeref salonu ve onbir odası vardır. Dönemin kullanılan eşyası ile birlikte korunan Köşk müze olarak halka açıktır. Çok partili sisteme geçiş, Yerli Malı Haftası, Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması, Kuran’ı-Kerim’in Türkçeleştirilmesi çalışmaları gibi zamanın birçok önemli kararları burada alınmıştır. Köşk’te bulunan bazı eşyalar ve özellikleri; Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu (Nurettin Niyazi 1930) Bir dağ yamacı ve bazı hayvanları temsil eden bir resim (Ayvazoski–1875). Halılar: İran, Hereke. Vazolar: Yıldız porselen, Fransa, Japon ve Çin, ayrıca bir tanesi Mısır yapımın Hiyeroğlif yazılarla süslü pirinç ve abanoz ağacından yapılmış. Karyolalar: Pirinç yatak odası takımı, Fransız lake sandalyeler ceylan derisi ile kaplanmıştır. Radyo: Alman (RCA) marka. Piyano: Wilheelm Spaethe (Gera)Anneannesinden kalan kanaviçeli seccade. Masa: iki tarafı da eşit yapılmış, her iki tarafa kullanılıyor, İngiliz yapımı demir aksamları, yaldız altından kaplama. Dosya Dolabı: Kaplama, gül ağacı, demir aksamları yaldız altın. İran Şahı’nın hediyesi saat, şamdan altın, yaldız kaplama.

Termal Atatürk Köşkü; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 15.5.1983 tarih ve 14971 sayılı kararla Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Termal Atatürk Köşkü, TBMM Milli Saraylara bağlı olarak hizmet vermektedir.

YÜRÜYEN KÖŞK

Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, Köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK.” Görev İstanbul Belediye’sine intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim, santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir.

Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Ulu Önder Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m. Civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve Ulu Çınar Ağacıda kesilmekten kurtulur.

O günden beri köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak kalmıştır. Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 12.07.1980 gün ve 12238 sayılı kararı ile korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. 2006 Yılında, Yalova Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak ziyaretçilere açılmıştır.

HERSEKZADE AHMET PAŞA CAMİ

Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü’nde bulunan, 15. y.y. Osmanlı dönemi eserlerinden Hersekzade Ahmet Paşa Camii’nin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18.03.1999 tarih ve 451 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.

1458 Yılında doğan ve doğduğu Bosna-Hersek’ten getirilerek saraylarda yetiştirilen devrinin ünlü sadrazamlarından Hersekzade Ahmet Paşa tarafından XVII. Yüzyılda, kendi adıyla anılan beldede yaptırılmıştır. İzmit Körfezi’nin en dar yerinde olması nedeniyle Herzekzade Ahmet Paşa, Hersek’e küçük bir liman, 700 ev, çift kubbeli büyük bir camii, 2 han, 1 imaret, 1 mescit 1 medrese ve 1 tekke yaptırmak suretiyle bu beldeyi ihya etmiştir. Ne yazık ki camiin kubbeleri dâhil diğer bölümlerinin bazı kısımları depremde yıkılmıştır.

Hersekzade Ahmet Paşa Camii mimarisinde kesme taş örmeciliği ağırlık kazanmaktadır. Camii’nin restorasyonu için gerekli çalışmalarda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır.

RÜSTEM PAŞA CAMİİ

Yalova merkezde bulunan Rüstem Paşa Camii Osmanlı dönemi mimari yapılardandır. Mimar Sinan tarafından yapıldığı bilinen Rüstempaşa Camii; Osmanlı Paşası Rüstem Paşa tarafından 17. yüzyılda yaptırılmıştır. Camii Kubbeli ve kare planlı olarak yapılmıştır. Yalova Merkez, Rüstempaşa Mahallesi, 1 pafta, 35 ada 24 parsel’de bulunan Rüstempaşa Camii; Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 16.9.1973 gün ve 7412 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Marmara depremi nedeniyle zarar gören minaresi yeniden yapılmış olup diğer bölümlerde restorasyon yapılarak ibadete açılmıştır.

HACI ALİ PAŞA CAMİ (AHMET ÇELEBİ) (Çarşı Cami)

Armutlu ilçe merkezinde bulunan Hacı Ali Paşa Cami (Ahmet Çelebi) aynı zamanda Çarşı Cami olarak ta bilinmektedir. Yapım tarihi belli değildir. Orhan Gazi döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Mülkiyeti Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait 24 pafta 4475 parselde bulunan Camii; İstanbul II Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.11.1998 tarih ve 4967 sayılı kararı ile Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. İbadete açık olan caminin iç ahşap dizaynı ve dış ahşap saçakları, ince bir ahşap işçilik örneğini sergilemektedir.

Köprüler

TAŞKÖPRÜ

Yalova İli, Çiftlikköy İlçesi, Taşköprü Beldesi’nin adının Taşköprü olarak anılmasına sebep olan ve halen kullanılan tarihi köprüdür. Köyün kuzeyinde akan bir derenin üzerine yarım daireler şeklinde biçimlendirilen ayaklar üzerine oturtulmuş ve kesme taşlarla yapılmıştır. Köprünün kesin tarihi bilinmemekle beraber yaklaşık 400 yıllık olduğu rivayet olunmaktadır. Köprünün, tarihi değer taşıması nedeniyle; İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2.3.1993 tarih ve 3026 sayılı karar ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Kaleler

ÇOBAN KALE

Çoban Kale, Yalova ili Altınova İlçesi’nde, Hersek’ten güneye doğru uzanan vadi içindeki tarihi İpek Yolu üzerindedir. Hersek’ten yaklaşık 7 km., Soğuksu (Ayazma) Köyü’nden 2 km. güneydedir. Kale, 150 rakımlı bir tepenin zirvesinde, 150×120 metre ebadında bir alanı işgal eder. Bir görüşe göre, belirlenemeyen bir tarihte Cenevizliler tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir.

ELMALIK KALESİ

Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı belirlenememiş olan Elmalık Kalesi, köyün 500 metre kadar güneyinde, 270 rakımlı Bahçe Tepe üzerinde, her 2 tarafından geçen yolu kontrol edebilen hâkim bir noktadadır. Kuzey Güney uzunluğu yaklaşık 80 metre, Doğu-Batı uzunluğu yaklaşık 40 metredir. Güney yönünden çıkılması kolay, diğer yönlerden çıkılması zordur. Özellikle kuzey ve doğu yönü çok sarptır. Kale içinde su sarnıcı, tünel, ambar gibi yapılanmalar bulunmadığından buranın savunma amaçlı yapılmadığı düşünülmektedir. Kale, etrafından geçen iki yola da hâkim olduğu için kontrol ve güvenlik amaçlı yapıldığı düşünülmektedir. Kurtuluş Savaşı’na kadar sağlam durumda bulunan kale bugün tümüyle harap olmuştur. Yalnızca güneydeki kapının bir bölümü ile batı tarafında yer alan burçlardan birkaçının izlerini görebilmek mümkün olmaktadır.

Kale köyden fark edilememekte, ancak kaleden Marmara denizi rahatlıkla görülebilmekte, sahilin kontrolü mümkün olabilmektedir. Eski köylülerin ifadesiyle kale adeta Karakilise (Çiftlikköy’de bulunan)’ye bakar durumdadır.

Batısındaki ve güneyindeki tepeler daha yüksektir. Doğusunda bir vadi yer almaktadır. Batıdaki eğim daha hafiftir. Ayakta kalan burçlardan en iyi durumda olanın dışta örgü sistemi görülebilmektedir. Burada taşlar düzgün olmamakla birlikte yerden belli bir kesime kadar iki sıra tuğla, bir sıra taş şeklinde örülmüştür. Daha üst kısımlarda normal taş örgü devam etmektedir.

11. ve 12. yüzyıllarda önemli olduğu tahmin edilen Elmalık Kalesi, Pylai sahil kentinin kalesi durumunda olup, sahildeki yerleşimin tehlike anında sığındığı yer olduğu düşünülmektedir.