1327 yılında Osmanlı Beyliği topraklarına katılan Yalova nüfusu, 1893 yılında Balkanlar’dan ve Kırım’dan göç eden Balkan Türkleri ve Kafkasya kökenli vatandaşlarımızın yanısıra Karadeniz kökenli ve Anadolu’nun muhtelif yörelerinden göç eden insanlarımızdan oluşmaktadır.

Yalova ayrıca Türkiye’nin hemen her yerinden göçler almıştır. Bu yüzden Yalova’nın sosyal yapısında homojenlik gösteren özelliklerden söz edilemez. Yalova’ya göç eden toplulukların hemen hemen hepsi, kendi kültürel özelliklerini sürdürmeye çalışmakta ise de oluşan bu kültürel mozaik, kaynaşmanın en güzel örneğini teşkil etmektedir.

Kişi başına düşen GSYİH açısından 1999 yılındaki deprem felaketine rağmen Türkiye ortalamasının biraz üzerindedir (3,463 USD).

Çalışan nüfusun yaklaşık %15′i kamu sektöründe, %85′i özel sektör işletmelerinde çalışmaktadır. Sanayi iş yeri sayısı azdır. Ticari firma sayısı fazla olmasına karşın ticaret hacmi yetersiz, firmalar küçüktür. Sivil toplum kuruluşlarının (siyasi partiler (23 adet), dernekler (287 adet), vakıflar (22 adet), sendikalar (7 adet), meslek kuruluş ve odaları (22 adet), meslek odaları temsilcilikleri (10 adet)) yoğun faaliyet gösterdiği bir ildir. Kültür ve sanat faaliyetlerinin canlı olarak yaşandığı bir ildir. Yalova; Bilişim teknolojilerini yoğun kullanan dünya kentlerinin katılımı ile oluşan “Telecities”, “EuroCities” gibi organizasyonlara üyedir.

Dünya Sağlık Örgütü‘ne (WHO) sunulan “Yalova Kent Sağlık Planı” WHO tarafından kabul edilmiş ve Yalova Belediyesi bu organizasyona üye olmuştur. “AB Marmara Depremi Rehabilitasyon Programı” çerçevesinde Yunanistan’ınKomotini Belediyesi ile eşleşerek “Afet Tedbir ve Yönetimi Projesi”ni sürdürmektedir.